GENEL MESAJ

28 Kasım 2023 Salı

BU DÜNYADAN BİR NEŞET ERTAŞ GEÇTİ.

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

1939 yılında Kırşehir ilinin Çiçekdağı ilçesinde dünyaya gelen Neşet Ertaş'ın babası da ünlü uzan Muharrem Ertaş'tı. Çocukluğu 2. dünya savaşı zamanı ve sonrasına denk gelen yıllardı ve yoksulluk içinde geçti. Neşet'in çocukluğunun ilk 8 yılı Kırşehir, Niğde, Nevşehir, Kırıkkale, Kayseri, Yozgat ve köylerini gezerek geçirdiler.

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Buralarda iş kovalıyorlardı. İş kovalamaktan kasıt düğün çalgıcılığından amelelik, ırgatlığa kadar her işti. 5-6 yaşlarındayken aile geleneğinin de etkisiyle saz ve keman çalmaya başladı. Babasının çaldığı düğünlerde köçeklik yapıyordu.

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Annesinin vefatı ve sonrası

12 yaşında annesini kaybeden Neşet 14 yaşına bir köy düğününde köçeklik yaparken izleyenlerden birinin Vah yavrum dediğini duyar ve o anda elindeki kaşıkları babasının önüne bırakıp düğünden ayrılır. O tarihten sonra kendisi çalıp söylemeye başlar.

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Ankara Gençlik parkı içinde bulunan aşıklar kahvesine gelip gitmeye başladıktan sonra karnını doyuracak kadar para kazanıyordu. 1957 yılında bir tesadüf sonucu Kadri Şençalar ile tanıştı ve bir plak yaptı. Bu plakla beraber şansı açılmaya başladı. Ankara gazinolarında türkü söylemeye başladı. Burada bir gazinoda hayatının kadını, türkülerinde de adı geçen Leyla ile tanıştı. 1960 yılında Leyla ile evlenirken babası ile araları bozuldu.

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Babası Leyla için Aslı bozuk demiş, Neşet Ertaş da Aslı Bozuk Deme türküsünü Leylayı babasına karşı korumak için söylemişti.

Yaşadığı felç ve dostlarını tanıması

Ankara gazinolarında ismi duyulmaya başlanan Neşet Ertaş gerek yurt içi gerekse yurt dışı turnelere çıkmaya başladı.

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Kendine bir ekip kurdu. 5-6 genç abdalın elinden tutup beraber sahne yapmaya başladılar. İş gereği çok alkol kullanan kendi tabiriyle kullanmak zorunda kalan Neşet Ertaş'ın sol elinde 1977 yılında felç oluştu, çalışamamaya başladı. Elinden tutup sahneye çıkardığı, ekmek parası kazandırdığı arkadaşlarına gidip yardım istediğinde hepsinin yüz çevirdiğine şahit oldu. Ama onlara bile ne kötü söz söyledi, ne küfür veya hakaret etti. Sadece canları sağ olsun deyip Almanya yolunu tuttu.

Almanya yılları

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Neşet Ertaş elinden tutup para kazandırdığı, ün kazandırdığı, meslek sahibi yaptığı ama karşılığında vefasızlık gördüğü dostları nedeniyle memlekete küstü. Sağdan soldan bulduğu borç paralarla Almanya'ya tren bileti alıp gitti ve 2000 yılına kadar da memlekete dönmedi.

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Almanya'da tedavi gördüğü hastanede çalışan bir Türk'ün onu doktorlara Türkiye'de ünlü bir sanatçı diye tanıtınca doktorlardan büyük saygı gördü. Elindeki felç etkisi kalktıktan sonra Almanya'da sahnelere çıktı, yine sevenleriyle buluştu. Salon programlarında ve özel davetlerde sıla hasreti yaşayan gurbetçi Türklerin yüreğine dokunmaya devam etti.

48 perdeli sazı ve hikayesi

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Normalde uzun sap bir saz 23 perdeden oluşur. Neşet babanın sazında ise 48 perde vardı. Katıldığı bir tv programında Fatih Kısaparmak bunu sormuştu kendisine. Cevap olarak şunu söylemişti: Ben nota bilmem, göğnümden geldiği gibi çalarım. Sazın sapında elim gezinirken güzel bir ses duydum mu hemen oraya bir perde bağlarım. Sazıyla da, gönlünden gelen sesler ve sözlerle de eşsiz bir adamdı Neşet baba.

Sılaya dönüş

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

2000 yılında zamanın kültür bakanı İstemihan Talay'ın daveti üzerine memlekete dönen Neşet Ertaş burada adının bilinmediğini, unutulduğunu zannederken büyük bir ilgiyle karşılaştı. Salonlarda, meydanlarda onbinlerin huzuruna çıktı. Gönlü sevgiyle dolu güzel insan sahnede üzerindeki ceketi çıkarmak için bile seyircisinden müsade isteyecek kadar ince ruhlu, büyük bir sanatçıydı. 2012 yılının 25 eylül günü hayata veda eden Neşet Ertaş, vefatından birkaç ay önce benim için öldü demeyin, yoruldu ve gitti deyin demişti.

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Sayısız türküyle gönül telimizi titreten, kah neşeyle oynatıp kah hüzünle ağlatan ama herkesin yüreğine dokunan o güzel insanın hangi türküsünü paylaşsam bilemedim. Sizler onun türkülerini paylaşır mısınız değerli dostlar.

Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş
Yurdun uçmağ olsun büyük usta!

CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE, YÜREKLERDEKİ DERİN SEVDA İŞTE ARPADERESİ ARPADERESİ KÖYÜ- TAŞOVA- AMASYA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder