GENEL MESAJ

4 Ağustos 2022 Perşembe

NESILLER ARASI KOPRU OLABILIYORMUYUZ.

A

AHMET ŞİMŞEK ARPADERESİNDE. 
Bizim çocukluğumuz köyümüzde geçdi. Kendimiz uzakta olsakda kopmadık. Bizim nesil Geçmiş ile gelecek arasında köprü oldu. Biz harmanı, döveni, kağnıyı yaylayı, hamuru, çamuru gördük. Şimdide teknolojinin hızlı gelişmesiyle, Cep telefonu, görüntülü telefonu, bilgisayarı, interneti, ışınlamayı görüyoruz. Memkleketimiz güzel vatanımızın havasını soluyarak, dağınba bayırında, bağında bahçesinde koyun, kuzu, kömüş, inek, güderek, Yaylaların soğuk sularını içerek, yaylalarda mantar toplayarak, ebemizin dedemizin dizinin dibinde şevkatle kucaklamaları ile büyüdük, Çünkü Anamız babamız ve akrabalarımız köyde yaşıyorlardı. Şimdi imtihan başladı. Anamız ve Babamız hakkın rahmetine kavuşdu. Ama Ben inanımıyorumki onların ruhu hala o evimizin önünde, bayramda ellerini öptürmeye bekliyorlar. Babam şimdi bostana geçip en güzel Elmaları Armutları töngellleri toplamış, cevizi ceplerine doldurmuş torunlarına vermek için bekliyor. Oğlum nerdesiniz insan bir arar telefon eder. Öldük diye ayaklarınız burdan niye kesiliyor diyor sanki. Bedenimiz ölse bile Biz burdayız oğul Ananız sütlüyü kara yuvarlak un helvasını, Sini Böreğini yaptı gelin oturun şu sofra başına diyor. hepiniz bir arada öpün elimi diyor. Hey gidi çetenin Üseyin nerde kaldı Hacıahmet dayının dönemi, Kömüşler- Kömüş öküzleri, demir zelveler, kağnılar, etraftaki akrabaların. Biliyorum her bayramda olduğu gibi her zaman sizlerin ruhları köyümüzde, bağımızda, bahçemizde, Düzlerdeki tarlalarımızda, faravgadaki bayır bacak tarlalarımızda geziyor. Bunu biliyorum, hissediyorum. Sevgili Köyümün Güzel insanları biz bu ruhla yaşadık, yaşatmaya çalışıyoruz. Köy iki kuru toprak iki dere , iki tepeden ibaret değil. Bunu bilesiniz. Üç evladım var. Cümlesiyle Allah bağışlasın. Onları Köyüne, vatanına sevdalı yetiştirmeye çalışıyorum. 7 yaşında küçük bir evladım var, evde bilgisayarın başına oturunca baba çabuk köyümüzü aç diye köyümüzün sitesini açtırıyor. Ondan ben büyük dersler alıyorum. Keşke şu çocuktaki köy sevdasının yarısı bende olsa diyorum. Belki köyün ne demek olduğunu bile bilmez. Boş mekanlar bile olsa İmkanlar çerçevesinde gitmeye, götürmeye çalışdım. Sırf memleketini, öz vatanını unutmasınlar, büyüklerini tanısınlar diye, emmioğlum Savaş Şimşeğin dediği gibi bir şey anlamasalarda, küçük diye es geçmeyelim. O Çocuklar geleceğimiz, Arpaderesinin, atalarına Fatiha okuyan hayırlı evlatları olacaklar. O küçücük çocuklarımıza öyle bir sevgi ve köyümüze hasreti aşılayalımki gidemesekde onların küçücük beyinlerine kazıyalım. O küçükken bizlerin beyinlerine kazınan Sılayı Rahim sevdası bir türlü unutulmuyor bak. İnşallah ilk fırsatta köyümüze koşacağım. Ama Köyümün güzel insanlarından şunu istiyorum. çeşitli bahanelerle , (Ona kızdım, buna darıldım. Ahmet Şimşek bana şunu dedi, Mehmet bana bunu dedi, gözün üstünde kaşın var gibi ) birbirimizden kopmayalım. Bakın Bizim ortak bir birliğimiz var. Aynı topraklar üstünde doğup büyüyen Oranın havasını teneffüs eden büyüklerimiz atalarımız var. Belki Köyün adını sadece duyan kardeşlerimiz fırsat buldukça köye ve köyümüzün insanlarına, Köyümüzün sesi olan Arpaderesikoyu.com adındaki sitesine koşuyor. Bu bizlere ders olsun ve Atalarımızın kemiklerini sızlatmayalım olurmu. Kusurlarımızı Rabbimin rahmeti gibi örtelim. Birbirimizin kusurlarına bakmayalım. Mevlana gibi Cihanşümül olalım. Herkesi ama herkesi, kardeşlerimizi, Büyüklerimizi, küçüklerimizi bağrımıza basalım. Hani unutupda yeniden gündeme getirdiğimiz, güzel geleneğimiz Cami önüne sofra çıkarma gibi güzel geleneğimizi yaşattığımız gibi, kardeşliğimizide tekrar yaşatalım.
 Saygılar,
 AHMET ŞİMŞEK - KOSE YAZISI

Kemal OZTURK
Emekli Ogretmen.


El cevap, YORUM, Sosyal Medaya .

Sevgili Ahmet, yazıyı şimdi bile iki defa okudum. Düşündüm, tekrar tekrar düşündüm. Öncelikle söylemeliyim ki, bu bir kültür birikimi işi. Bir de yaşam şekli.
Bizler senin anlattığın gibi yaşadık, ancak çocuklarımızı bu yaşamın içine sokamadik.
Nedenleri mi?
En büyük neden insan beslenmesindeki değişim.
Yani marketler...
Market ürünlerinin tadını alan nesil, kirsaldaki bağ ve bahcelerde yetisen hiç bir üründen o tadı alamıyor. Dolayısıyla de yemiyor, tüketmiyor, o nedenle ilgi duymuyor. Köy arzu edilen yer olmaktan çıkıyor, siradanlasiyor.
Buz gibi suların aktığı bizim dağ, yayla ve mesire alanlarında pet sular içiliyor.
Bir diğer neden, koskoca Anadolu'nun en büyük kentleri batida. Köylerimize çok uzak. Gelmesi gitmesi çok zor. Yakıt ucuz iken arabalarimiz yoktu, şimdi arabalar var, arabayı yürütecek ekonomi yok. Anadolu insanı ülkenin her yerine dağılamadı. Yeni kültürlerle tanışamadi. Keşke tüm iller azar azar gelistirilse, çalışma alanları yaratılışa idi. Köylerimiz hafta sonları sürekli gelinebilen yerler olurdu. Köyler dağıtıldı, terk edildi. Gelen her şeye sıfırdan başlamak zorunda. Hangi birini yapsın insanlar.
Anadolu insanı çok yorgun.  Geçinmek için şehre gitti, orada iş buldu, ev ocak sahibi oldu, tekrar köyüne geldi buraları da yeniledi. Yeni kuşak şehirde kendi geleceği peşine düştü.
Gel deyince gelmez bir iş denilince yapmaz oldu. Büyüklerin emekleri onların gözünde bir hiç.
Bizler İki kuşak arasında köprü olmaktan artık iyice yorulduk. İpin ucunu da bıraktık.
Zaten başka kentlerdeki nesil, köyde geçmişi olmayanlar buralara dönmez zaten.
Bir diğer şey,
KÖYLERDE OKULLARİN KAPANMASI..
BAK KÖYLERİMİZE, NEDEN OKUL YOK?
OGRENCİ YOK ÖYLE Mİ?
ULU ULU CAMİLERİMİZ VAR.
DOLUP TAŞAN CEMAAT Mİ VAR?
KASABALAR KÖY, KÖYLER MAHALLE YAPILDI..
HEPSİ İLLERE DİREK BAĞLANDI...
YÖNETMESİ KOLAY OLSUN DİYE..
BU ÜLKENİN EFENDİLERİNİ YUVASİNDA BİR LOKMA YİYECEK BEKLEYEN KUS YAVRUSUNA ÇEVİRDİLER...
NE İSTERSEN MERKEZDEN İSTEYECEKSİN..
GÖRMEDİKLERİ BİLMEDİKLERİ YERLER İÇİN..
MERKEZ NE VERİRSE ONUNLA YETİNECEKSİN.
Kısacası Ahmet kardeş, yazarken benim kafam bile karıştı. Çünkü bir şey olmuyor ise 
Eskiden bir neden vardı.
Şimdi binlerce neden var..
Bu işi çözmek çok zor..
YENİ BİR DÜZEN İSTER..
YAMAMA İLE HİC BİR SEY DÜZELMEZ..
SADECE DUZELİYORMUS GİBİ GÖRÜNÜR
Kemal OZTURK
Emekli ogretmen. Tasova