GENEL MESAJ

14 Mart 2024 Perşembe

ESKİ KÖY DÜĞÜNLERİNDEN GÜNÜMÜZE


Gelin ata binerdi üç gün düğün olur. Düğün keşkeği için oğlaklar kesilir, buğdaylar köy meydanındaki dibek taşında döğülürdü. Düğün yemekleri yerlere serilen çullar üzerinde sinilerle getirilerek yenirdi. Gelin alımı akşamı gelin attan damat tarafından kucaklayarak indirilir dam başlarından gelinin üzerine buğday şeker delikli paralar atılırdı. Biz çocuklar delikli paraları toplar koyardık cebimize.
Okucular gelirken silah atar düğün sahibi yanlarına gider karşılar hatta bazen davulcular da giderdi. Okucunun atı alınır düğün sahibinin gösterdiği yere bağlanır yemlenirdi. Köy meydanına büyük bi ateş yakılır düğün gece de devam ederdi. Yaşlı genç herkes oynatılırdı, en çok da Davaz zeybeği ve sepetcioğlu oynanırdı. Bütün köylü düğüne gelirdi. Kadınlar gız evinde tepsileri ters çevirip iki kişi tutar, üçüncü kişi elleriyle tepsiye vurarak hem söyler hem çalarak genç, kız, ihtiyar kim varsa oynatırdı. Biz buna iliyan çalma derdik.
Çeyiz alma gününde gelinlik kızlar çeyiz sandıklarının üzerine oturur, yada oda girişine ip tutar oğlan tarafından bahşiş isterdi.
At gitti o düğünler bitti, dibek gitti buğday döğmeler bitti, çul bitti yerde yemek bitti. Velhasıl o güzel kültürümüz zaman içinde kaybolup gitti.

CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE, YÜREKLERDEKİ DERİN SEVDA İŞTE ARPADERESİ ARPADERESİ KÖYÜ- TAŞOVA- AMASYA

YÜKSEK YÜKSEK TEPELER EV KURMASINLAR.


Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar" türküsünün acıklı hikayesi;
Malkara köylerinden alındığı belirtilen türkünün filmlere konu olacak hikayesi şöyle:
'Çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i köylerindeki bir düğ8üne gelen Ali isimli bir genç görür ve çok beğenir. Köyüne döndüğünde hemen dünürcü gönderir. Zeynep'i Ali'ye verirler ve hemen düğünleri olur.
Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece mesafededir. Zeynep anne baba ve kardeşini tam 7 yıl göremez.
Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır köyün büyük tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalışır.
Kocası Zeynep'in özlemine pek aldırış etmez.
Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından Zeynep'i horlamaya eziyet etmeye başlar.
Sonunda bu özlem ve horlanma
Zeynep'i yataklara düşürür.
Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için köyden gelip geçenler anasının babasının çağrılmasını ister.
Başka çaresi kalmadığını anlayan kocası da kaynanası ve kayınbabasına haber vermeye gider.
Altı gün altı akşam süren bir yolculuk sonrası köye ulaşan anne-baba Zeynep'i yatakta bulurlar.
Perişan bir halde olan Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır;
Anne babası da türküye söylemeye başlarlar. Çevrelerindeki bütün köy kadınları duygulanıp ağlarlar.
Annesi fenalık geçirir. Bayılan Zeynep hasretini giderir ama çok geç kalınmıştır.
Bir daha iyileşemez ve ölür
Türkünün sözleri
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim
Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse
Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim...
CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE, YÜREKLERDEKİ DERİN SEVDA İŞTE ARPADERESİ ARPADERESİ KÖYÜ- TAŞOVA- AMASYA