Eski çağlarda tekerleği bulmak, icat etmek ne kadar büyük bir buluş ise, iğne ipliği bulmak, hatta el ile çevrilen dikiş makinesini bulmak, o kadar kıymetli idi, Eskiden öyle elbiseler şimdiki gibi, konfeksiyonlarda fason şekilde dikilmezdi. Zordu yaşamak, belki emek ister, sabır ister, zaman isterdi. Yaşamdaki ihtiyaçlarımızı karşılamak, kendi becerilerimiz, sabırlarımız ile başarırdı bu zor zaanatı büyüklerimiz.
Rahmetli büyük anamın (ebemin) pek öyle terzilik gibi bir sanatı yoktu ama, zorunluluktan ev ahalisinin ihtiyacı olan beyaz Amerikan bezi diye hitap edilen kumaştan, pazen, divitin, bahar dalı gibi rengarenk basmalardan kendi aklının erdiği veya komşularının yardımı ile biçilir, eline alır iğne ipliği dikerdi. Sevinerek giyilen fistanlar, tumanlar, pijamalar, uzun beyaz renkli don göynek diye dedelerimizin vazgeçilmezi iç kıyafetler, İngiliz pantolonlar elde iğne iplik alıp dikilirdi. Yırtık sökük olur, çorabın burnu delinir, Hemen al eline iğneyi uygun bir yamalık bul kes, yeni gibi kapanırdı kıyafetlerdi delikler.