GENEL MESAJ

6 Ekim 2024 Pazar

KÖYÜMÜZ VEKİL ÖĞRETMENLERİ 4 BÖLÜM

Ahmet ŞİMŞEK
Taşova Arpaderesi Köyünde 1964 tarihinde doğmuştur. Şimşek 1974 yılında İlk Okulu Köyünün İlkokulundan mezun olmuş, Orta okulu ve Liseyi Taşova Lisesinde okuyup Askerden geldikten sonra 1985- 1986 döneminde Niğde Bor Keçikalesi köyü İlkokulunda vekil öğretmen olarak görev yaptı. 1986 yılınndan itibaren Maliye Bakanlığı bünyesinde çalışmaktadır.

MAZİDEN BİR DEMET - ÇÖTENİN HÜSEYİN

Burada kimler yokki; Çötenin Üsüyün,  Köyağasigilin Hatıç, Cinakgülün Osman, Üsüyünağaların Sami  Kırca Mıstığın Memet Burhanettin Hoca, herkes burda CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE, YÜREKLERDEKİ DERİN SEVDA İŞTE ARPADERESİ ARPADERESİ KÖYÜ- TAŞOVA- AMASYA

KERPİÇ EVLERDE OKUMAYA ÇALIŞAN KÖY ÖĞRENCİLERİ

     

 
T
aşova Lise' sinde Köyden gelen öğrencilerin çoğu bir ev kiralardı. Bu evler ya barakadır, yada kimsenin beğenmediği mahzenler gibi evleri kiralayarak mesken edinip ortaokulu, liseyi, İmamhatip  lisesini okumaya çalışıp geleceğini kurmaya çalışan, ülkesine hizmet etmeye çalışan fakir ve garip öğrencilerin kaderi zoru başarmaktan geçiyordu. 
Bizim gibi Taşova' da köyden gelen bir sürü öğrenci vardır. Hepsininde ayrı bir hikayesi vardı.
      Bizlerde Taşova' da kerpiç evlerde kendi yemeğini, kendi çorabını yıkayan, kısıtlı imkanlarla okumaya çalışan, bir kerpiç binalarda ikamet edip Taşova Lisesinde  orta okulu okumaya çalışıyorduk. Paramız olmadığı için ekmeğimizi köyden getiriyorduk. Güç koşullar altında okumak zordu. Tepenin hemen altında dereye yakın, Güdek Memet dayının komşusu Arif dayının evinin bir odasında ben bir odasında kendisi eşiyle kalırdı. Evin üç beş basamaklı tahta merdiveninden çıkar, Evin ana giriş kapısı tahtadan, karşı ağaç direğe telle bağlıydı. Gece sinemaya kaçardık, gelince evin giriş kapısını hırsız gibi gırç gırç ses etmesin diye yavaş yavaş açardık. Odanın kapısı gıcırdamıyordu. Odanın kapısını gündüzden yağ sürüyorduk. Kolayca içeri girer ertesi gün bizi korumaya çalışan yaşlı karı kocaya erkenden uyudum derdim. Bir sene sonra Yemişen mahallesindeki Eğitmenin Memet (Mehmet Alpat) dayımğilin evinin altındaki mahzene benzeyen yarısı toprağa gömülü 2 odadan birinde kaldım.
Samsun cadesinin şimdidiki BİM i eski imamhatip tarafındaki sag köşede bahçe içinde bir evdi. Yaşlı bir amca vardı. Birde torunu vardı. Evin dört odasında, dört odada dört ikamet edenler vardı.  Kuzey bölümünde odanın birinde Yaşlı ebesiyle beraber Karlık Köyünden Bekir ve kardeşi ile birlikte kalıyordu. Hemen kakrşısında Karlık köyünden Menderes Maden kalıyordu. Onlar İmamhatip okuluna gidiyorlardı. Kerpiç evin Güneyinde Bir odasında güney batı tarafında ben Ahmet Şimşek, ve karşımdaki odada Ahmet Dikmen, Niyazi Dikmen, Salim diye bir okul arkadaşım kalıyordu.  Salimle ben Taşova Lisesine gidiyorduk. Tabi Okulumuzdaki boykutlardan fırsat bulabilirsek derslerimize devam ediyorduk. 
Her sene farklı evlerde kalarak okumaya çalışan biz köyden gelen öğrenciler maddi yoksulluk içerisinde inatla okumaya gayret gösteriyorduk. Abdullah Kadimtaş amcanın ve Hanife yengenin nur gölünce yatsınlar evinin altındaki iki odalı evin bir odasında ben, diğer odasında ise Celal Avcı ve Durmuş ....... kalıyorlardı. Bir sene gibi bir süre orada kaldık. Yıl 1978-1979 öğretim yılı bizler için çok önemliydi. Siyasi karmaşlar ve kavgalara maruz kaldık. Çoğumuz çevre ilçelere çoğumuzda kendi ilçemizdeki okulda okumaya çalıştık. Sonunda yinede okuduk, okulu bitiridik. Çoğumuz işe girsede, çoğumuz rızkı başya yerlerde aradı. Çünkü o devirde okumakta zordu, okuyup bir yerlere gelebilmekte zordu. DEVAM EDECEK.

CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE, YÜREKLERDEKİ DERİN SEVDA İŞTE ARPADERESİ ARPADERESİ KÖYÜ- TAŞOVA- AMASYA

TAHTA MEZARLARIN HİKAYESİ


   Taşova Erbaa' nın köyü idi. Taşova Cumhuriyet Döneminde 1923'ten 1944 yılına kadar, Tokat İli Erbaa İlçesine bağlı olarak kaldı. Bu devirde adı Yemişenbükü idi. 4 Ağustos 1944 tarihinde 4448 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bağımsız bir ilçe olmuştur. Tokat İline ulaşımın güç olması ve hizmetlerinin gecikmesi sonucu 1953 yılında alınan Bakanlar Kurulu Kararı ile ilçe, Tokat İlinden ayrılarak, Amasya ilinin sınırlarına dahil edilmiştir. Demem o ki Tokat' ta bizim kültürümüz, Erbaa' da, Niksar' da bizim kültürümüzdür.
      Tokat’ın Niksar ilçesine 23 kilometre uzaklıkta bulunan Büyükyurt köyünde, Orta Asya’dan günümüze kadar ulaşan ilginç bir mezarlık geleneği dikkat çekiyor. Yapılan araştırmalarda köyde yer alan 5 mezar var, Türklerin Orta Asya’dan getirdikleri kültürün bir uzantısı olarak kabul ediliyor. Eski Türklerde, kötü ruhların tahtadan uzak durduğuna inanıldığı için mezarlar ev ve bark şeklinde yapılarak cenaze anıtı işlevi görüyordu. Bu geleneğin de ölen birine Türkçede "Tahtalıköyü boyladı" denmesinin kökenini oluşturduğu düşünülüyor.
"Tahtalıköy tabiri ev şeklinde benzeyen tahta mezarlıklar için söylenmiş" sanki.
Tahta mezarların Göktürk kanunlarında ruhların ikametgahı olarak görüldüğünü söyleyen tarih araştırmacısı Aybike Gamze Gazioğlu, "Birisi vefat ettiğinde, hatta gündelik konuşmamızda, vefat eden birisi için ’tahtalıköyü boyladı’ deriz. Bu deyimin nereden geldiğini söylemek istiyorum. Günümüzde bu durum pek bilinmese de tahta mezarlar biz Türklerin Orta Asya’dan beri gelenekleri arasındadır. Türkçemizde ev bark terimi aynı zamanda mezar anıtı anlamına da gelir.  Göktürk kanunlarında ruhların ikametgahı olarak görünür. Bark ulu kişilerin yaptıkları ve ziyaret konusu olan türbeleri de ifade eder. Derme çatma ağaçtan yapılan ev anlamına da gelir. Bu sebeptendir ki evlerin çatısı, tahta mezarlarının çatısı, cenazede taşınan tabutun üstü genelde düz değil baca şeklindedir. Ev bark dediğimiz deyim de bize ev yaşamayı bark ise ölümü hatırlatıyor. Türkçe’ de ’tahtalıköy’ tabiri ev şeklinde benzeyen tahta mezarlıkları için söylenmiş. Orta Asya’da ağaç mezarların kötü ruhların tahtadan uzak durduklarına inanırlarmış. Bu gelenekten günümüzde kalan şey vefat eden birisi defnedilirken baş ve ayak bölümünü belirten tahtalar dikilir. Bu gelenek o dönemden kalmadır. Orta Asya’da mezarlar tahtadan olduğu için 13’üncü yüzyılda Türk asıllı, İranlı Ozan Nizami tahta mezarları için ’Kıpçak bozkırlarında toprağa saplanmış tahtalar, deniz kıyısında otlar kadar çoktur’ demiştir. Tokat’ın Niksar ilçesine 23 kilometre uzaklıkta bulunan Büyükyurt köyünde 5 tane tahta mezar vardır. Bu köydeki ağaç mezarlar ev barkı şeklinde yapılmış mezar sandukasıdır. Orta Asya’da bulunan tahta mezarlara ölü gömme geleneğinin de devamıdır" dedi. "19 mezardan 5 tanesi kaldı" Gazioğlu, Büyükyurt köyünde daha önce 19 tane tahta mezar olduğunu ifade ederek, "Şu anda 5 taneye düşmüş durumda. Yetkililerin bu son kalan 5 tane mezarlara da sahip çıkılmasını istiyoruz" diye konuştu. Yöre halkının söylediğine göre "Tahta mezarlar azaldı"  
      Tahtalı köyü boyladı sözü Türkler kurgan-mezarlarına ölülerini Ağaç kütüğünü oyarak koyarlar bu kurgan kültürü zamanla tabut ile gömülme kültürüne dönmüştür. Türk dilinde bu deyim olmuştur. Bir dizi kültürümüzü bu bölgede çokça görüyoruz. Bizlerin atasının dedesinin yaşattığı kültür izleri hala ayakta duruyor.
CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE, YÜREKLERDEKİ DERİN SEVDA İŞTE ARPADERESİ ARPADERESİ KÖYÜ- TAŞOVA- AMASYA