GENEL MESAJ

25 Mart 2025 Salı

İKİ EFSANE ÜLKÜCÜ, İKİ GÜZEL İNSAN.


Ahmet Günaydın

“Seçimler kavga aracı olmasın. Sel gider kumu kalır. Bu seçimler gidecek ama siz akraba olarak komşu olarak kalacaksınız.” Bu tarihi sözleri Şehid Liderim Muhsin Yazıcıoğlu şehadetinden 15 gün önce 2009 Mart ayında Tokat Sulusaray mitinginde söylemişti.

Türk siyasi tarihi belki de böyle zarif lider göremeyecek.

Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun tarihe geçen o güzel sözleri hiç bir zaman hafızalardan silinmeyecek. 25 Mart 2009 yılında şehit edilen o mümtaz şahsiyetin vefatının tam 16. yıldönümü.

Gençlik Lideri Muhittin Gündoğdu  12 Eylül öncesi 1978 yılında Muhsin Yazıcıoğlu’nun Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptığı dönemde Taşova Ülkü Ocakları Başkanı idi. 1954 doğumlu olan Yazıcıoğlu ve Gündoğdu’nun o yıllarda başlayan ülkü yolu arkadaşlığı mezara kadar devam etmiş ve 25 Mart 2009’da şehit olan Yazıcıoğlu’dan 13 yıl sonra ne güzel bir tevafuktur ki, iki ezeli dostun ölüm tarihleri de 25 Mart olarak kesişmişti. Muhittin Gündoğdu’nun ise vefatının 3. yıldönümü.

19 Mart 2025 Çarşamba

FERFENE - BAHARIN GELİŞİ TOPRAĞIN UYANIŞI

         
   Kültürümüz de sayamadığımız kadar yaşam tarzı, kullandığımız malzemeler ve oyunlarımız, nişanlarımızı, bayramlarda gelin evine akrabalarla birlikte topluca bayramlık gidilmesi, düğünlerimiz, giyim kıyafetlerimiz kültürümüzün bir parçasıdır. Bir kültürümüz daha var ki  asla unutulmamalıdır. Baharın gelmesiyle toprak uyanır, çiçekler açar, bolluk ve bereketin simgesi çiğdemler çıkar, kırlardan toplanan çiğdemler tiken üstüne iliştirilerek köylülerimiz veya gençlerimizin bir araya gelerek köyde gezilir. Haneleri topluca gezerek, her evden yağ, şeker, yumurta, un, bulgur, ikramları kabul edilir.

17 Mart 2025 Pazartesi

OKUYUCULARIMIZA MEKTUP

     
  
    Sevgili okuyucularımız, İnternet sitemiz Kültürel yazılarımız, Haberlerimiz, Gelenek ve göreneklerimizin yaşatılmasındaki çalışmalarının sürdürecektir. Sayfalarınızda  lütfen paylaşınız, Yorumlar yazınız, fikirlerinizi, tavsiyelerinizi, olumlu eleştiriniz ve sitemizin amaçlarını hayata geçirecek  her türlü katkılarınızı bekliyoruz.  
       Taşova Gazetesi Taşova' lıların gazetesidir. Tüm Türkiye' nin sesidir. Yıllardır maddi manevi imkansızlıklara rağmen sizleri asla Taşova' mızdan ve Taşova' lılardan habersiz bırakmadık. Çoğunlukla Kültürel haberlerimiz, çocuklukta , gençlikte yaşadığımız güzellikleri sizlerle paylaşırken hem mutlu oluyoruz.  Aynı zamanda siz değerli okuyucularımızı geçmişe yolculuk yapmaya davet ediyoruz. Yazılarımızı okuduğunuzda neler hissediyorsunuz,  hangi konularda ilerlememizi istiyorsunuz, bizimle lütfen paylaşınız.  Yazıları fotoğrafları, videoları biz çekelim önünüze koyalım, beğenseniz de, beğenmeseniz de sineye çekip verileni almak yerine, Türkiye hepimizin, Amasya hepimizin, Taşova hepimizin, köyler hepimizin, yok birbirimizden üstünlüğümüz. Amacımız bu güzel ülkede hep beraber güllük gülüstanlık içerisinde yaşamak. Hainlik edenlere, huzurumuzu kaçıran, gavurlukta yüksek ihtisas yapanlara asla fırsat vermeyip, hainleri aramıza almayalım.  Geçmişe baktığımızda hepimizin aynı yerden geldiği, cebine üç kuruş girince hayvandan daha aşağılara inenlere,  altın değerini vermeyelim. Haksızlık karşısında susan dil şeytan düsturunu asla unutmayalım. Hayvan deyince yaradılış gereğini kulluk vazifesini, hatta kendi dilinde rabbini zikreden güzel hayvanlara haksızlık etmeyelim. Resimde görüleceği üzere koyun sürüsünün bile yaradılış gayesine göre yaşadığı, yavrularını beslediği, hatta etiyle, sütüyle, yünleri ile insanlara hizmet ettiğini görürüz. 
      Bu günlük mektubumuza son verirken, selam eder, küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öpelim. Kestane kebab acele cevap, Mektubumu tez götür, sahibine  yaz götür. sepet sepet yumurta, Sakın beni Unutma, Unutursan küserim, Mektubumu keserim. Evet satırlarıma son verirken kucak dolusu selam gönderiyorum...
Haber -2025 amasyamedya@
CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE, YÜREKLERDEKİ DERİN SEVDA İŞTE ARPADERESİ ARPADERESİ KÖYÜ- TAŞOVA- AMASYA

13 Mart 2025 Perşembe

MÜZEYYEN KESKİN ÇALIŞMALARINI SİYASİ ALANDA DA SÜRDÜRÜYOR.


     Uzun yıllar Devletin önemli kritik kurumlarında yönetici olarak çalışan, Şiir anı, hikaye, roman, kültürel eserlere imza atan; çeşitli kitaplarını bastırıp, kültürümüze katkıda bulunan, çeşitli derneklerde yöneticisi ve başkanlık yapan, aslen Amasya, Taşova, Esençay beldesi doğumlu Müzeyyen Keskin aktif yaşamını siyasette de devam ettiriyor.

      Amasyalı yazarımız şairimiz hemşerimiz, yıllardır tek başına memleketinin tanıtılması, geliştirilmesi ve dünyaya tanıtımı için kitaplar bastırdı. Yöremiz gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Her ortamda, eline yöremizi tanıtan Amasya Sevdası, Türkiye sevdası adlı ve diğer kitaplarını, büroşürlerini aldı. tek başına kültür elçiliği görevini yüklendi. Ticari hiç bir gelir düşünmeyen Keskin Yöresini ve ülkesini tanıtılmasında uluslararası platformlarda ve Mecliste de görev almanın gerekliliğini bildiğinden bu alandaki çalışmalarını Yeni Yüzyıl Partisi, kadınların siyasetteki yerini güçlendirme vizyonuyla önemli bir görev yapmak için yüreğini ortaya koydu. 
     Osmanlıda ve Türklerde kadınlarımızın her zaman ülke yönetiminde ve gelişiminde  
ağırlığı söz sahipliği vardır. Son dönemlerde Cumhuriyetimizle kadınlara verilen haklar olmasına nazaran yine de istenilen seviyelere ulaşılamamıştır. Bu nedenle; bu önemli göreve getirilen Müzeyyen Keskin, kadın hareketine verdiği destek, azmi ve çalışkanlığıyla tanınan bir isim. Yeni Yüzyıl Partisi, kadınların siyasette daha aktif rol almasını teşvik ederek geleceğe emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor.
     Yeni Yüzyıl Partisi Kadın Kolları Başkanı Kadriye Anıl da yaptığı açıklamada, “Kadınlar olarak birlik ve dayanışma içinde, partimizin misyonunu daha ileriye taşıyacağız. Müzeyyen Keskin’in aramıza katılmasından büyük mutluluk duyuyoruz. Hep birlikte güzel işler başaracağız.” ifadelerini kullandı. Müzeyyen Keskin ise duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bu kutlu yürüyüşte bana duyulan güven için teşekkür ediyorum. Yeni Yüzyıl Partisi çatısı altında, kadınlarımızın sesi olmak için var gücümle çalışacağım. "Ahlakla büyüt, Adaletle yönet düsturu ile Ülkemize, Milletimize Bayrağımıza, iman ve inancımıza faydalı çalışmalarla ve projelerle hizmet vermek için burdayım" dedi. Bizde site yönetimi olarak hemşerimiz Müzeyyen Keskin' e sanat hayatında olduğu gibi,  siyasi hayatında da başarılar diliyoruz.

Haber -2025 amasyamedya@

CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE, YÜREKLERDEKİ DERİN SEVDA İŞTE ARPADERESİ ARPADERESİ KÖYÜ- TAŞOVA- AMASYA

6 Mart 2025 Perşembe

KAYMAKAM SALİH KARTAL ARPADERESİ KÖYÜNDE İFTAR YEMEĞİNE KATILDI.

 
     
Haber: Ahmet Şimşek

İlçemiz Kaymakamı Salih Kartal, beraberinde kurum müdürleri: İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Ömer Altun, İlçe Emniyet Müdür Vekili Arif Çetin, Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Barış Gündüz, Kaymakamlık Köylere Hizmet Götürme Birlik Müdürü Vedat Yapal, İl Genel Meclisi üyeleri: Tekin Sobacı ve Reşat Korkmaz, Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanı Volkan Önal ve köy halkı 6 Mart 2025 Perşembe günü Arpaderesi köyümüze iftar yemeğine katılım sağladılar.

2 Mart 2025 Pazar

2025 YILI RAMAZAN AYININ İFTAR YEMEKLERİ BAŞLADI.

 

    
   Haber: Ahmet Şimşek
   İlçemize bağlı Arpaderesi köyü her ramazanda iftar yemeği için bir araya geliyor. Uzun yıllardır süren Ramazan yemeği yani beraber iftar açma organizasyonu, yıllardır kesintisiz devam ediyor. Her yıl Ramazan ayında, Arpaderesi köy konağında yapılıyordu. Köy Camisi yapılıp faaliyete geçmesi nedeniyle, bu sene Camii’nin altında kurulan iftar sofrası, köy halkını ve misafirleri bir araya getiriyor. Genci, yaşlısı, kadını, çocuğu, misafiri ve yolcusu ayrım gözetmeksizin herkesin davet edildiği iftarlarda, bayrama yakın günlerde  daha da kalabalıklaşıyor.

1 Mart 2025 Cumartesi

İĞNE İPLİK, SÖKÜK DİKMEK, MUCİZE BİR BULUŞ,


     Haber: Ahmet Şimşek
    Eski çağlarda tekerleği bulmak, icat etmek ne kadar büyük bir buluş ise, iğne ipliği bulmak, hatta el ile çevrilen dikiş makinesini bulmak, o kadar kıymetli idi,  Eskiden öyle elbiseler şimdiki gibi, konfeksiyonlarda fason şekilde dikilmezdi. Zordu yaşamak, belki emek ister, sabır ister, zaman isterdi. Yaşamdaki ihtiyaçlarımızı karşılamak, kendi becerilerimiz, sabırlarımız ile başarırdı bu zor zaanatı büyüklerimiz. 
    Rahmetli büyük anamın (ebemin) pek öyle terzilik gibi bir   sanatı yoktu ama, zorunluluktan ev ahalisinin ihtiyacı olan beyaz Amerikan bezi diye hitap edilen kumaştan, pazen, divitin, bahar dalı gibi rengarenk basmalardan kendi aklının erdiği veya komşularının yardımı ile biçilir, eline alır iğne ipliği dikerdi. Sevinerek giyilen fistanlar, tumanlar, pijamalar, uzun beyaz renkli don göynek diye dedelerimizin vazgeçilmezi iç kıyafetler, İngiliz pantolonlar elde iğne iplik alıp dikilirdi. Yırtık sökük olur, çorabın burnu delinir, Hemen al eline iğneyi uygun bir yamalık bul kes, yeni gibi kapanırdı kıyafetlerdi delikler.

23 Şubat 2025 Pazar

KIŞIN SAP GÖCEĞİ YAKTINIZ MI?

 
     Haber: Ahmet Şimşek
Bir neslin tek eğlencesi, kemirelik ( Hayvan Gübresinin atıldığı) yerlerden topladıkları mısır saplarını (göceklerini) toplayıp, büyükçe bir ateş yakıp, alafında ısınmak, üzerinden atlamak ve sap göceği yaktık demek ne güzelmiş.
İnternetsiz, cep telefonsuz, televizyonsuz, her evde azda olsa radyo ve teyip tek eğlencesi olan çocukların acep kış mevsimi eve kapanıp kışı nasıl geçirirlerdi diye hiç düşündünüz mü? Yaşadığımız günleri bile çoğumuz unutmuşuz. Belki dünyaya bir virgül koyup bir an zamanı durdurup bir hatırlayalım. Aradan 30-40 sene belki 50 sene geçti ama, zannedersin 400 yüz yıl, beş yüz yıl geçti. Bu kadar hızlı değişkenlik ve insanların birbirine bu kadar ilgisiz, alakasız, hatta bazen bir avuç suda boğacak kadar zalimleşmesini anlamak asla mümkün değil.
Takvimler 1960 - 1970 - 1980 - 1990 yıllarını gösterdiğinde, çocuklar ve gençlerin tek eğlencesi kendi ürettikleri, oyuncaklarla zamanlarını değerlendiriyorlardı. Özellikle kış mevsiminde mısır saplarını bağ yapıp yazdan kışa, hayvanlarına yevgü olarak saklanır, sabahları ve akşamları hayvanlarının önüne verilen mısır saplarının artığı hayvan gübresinin üzerlerine atırılırdı.

20 Şubat 2025 Perşembe

BİZİM GELİNLERİMİZ KIŞDAN KORKMAZ

  
    Haber: Ahmet Şimşek
    Bizim toplumumuz her şeyin güzelini yapar. Çeşit çeşit kardan adam yapan yöre insanlarımız, şimdi kardan gelin yapmış. Gelenek ve göreneklerimizi yaşatmada üstümüze yoktur. Her türlü materyalleri kullanan yöre insanı, kar, kış, kardan adam yapma ve malzemelerle gelin ve kına gecelerini de yaşatıyorlar.
    Her köyde kara kışa teslim olan köylerimizde umutsuzluk yok. Çocuklarının keyfince giden bayanlarımız eline eldiveni giyip, evlerindeki kına malzemeleri alıp, kültürünü yaşatıyorlar. Eğlencede sınır tanımayan yöre insanlarımız kar ve kışı da kullanıyorlar. Milleti ayakta tutan, onu diğer milletlerden farklı kılan, özgün kılan şeylerden biri de o milletin sahip olduğu kültürüdür, gelenek ve görenekleri, örf adetlerdir. Gelenek ve göreneklerimizi yaşatmalıyız. Yemeklerimiz, yöresel kıyafetlerimiz, asker uğurlamalarımız, hasta ziyaretlerimiz, bayramlaşma ziyaretlerimiz, cenaze evi yalnız bırakmama, zor zamanlarda yer alma, hastaları ve yaşlıları ziyaret etmek, halk oyunlarımız, türkülerimiz, kız isteme, kına gecelerimiz, kısaca buna benzer güzel hasletlerimizi yaşatmak bize özgü bir yaşam biçimidir.
    Karda yağsa, kışta olsa, evde radyo başında, gece karanlığında da biz her türlü ortamlarda kendimize has oyun ve eğlencemizden vaz geçmeyiz. Moral ve motivasyonumuzu hep yüksek tutarız.
Kültürel Haber - Yazı 2025 amasyamedya@

18 Şubat 2025 Salı

YAYLA KARTALI LEVENT ATALAY



     Haber: Ahmet Şimşek
     Kafkas Kartalı Kürşat misali, Bizim yaylaların da kartalı Levent Atalay' dı.
Kış mevsimi gelince, yaylada, karların korkutamadığı, mesleği gereği kar kış soğuk demeden hayatını sürdüren, 4 tane evladını eğitimleri gereği okutan, eşi ile birlikte yaşam mücadelesi veren Levent Atalay ilk aklımıza gelir.
    Orman idaresi ile işbirliği yapan, orman işçiliğinde ömrünü harcayan, eşi ve çocuklarının destekleriyle koyunculuk yapan, iş arkadaşları ile beraber gücüne güç katan mücadeleci bir yiğitti Levent Atalay. Yorulmak bilmeyen, yaylalarda kar kış demeden çevresine ve akrabalarına, arkadaşlarına yardıma koşan, fedakar bir ömür sürdü Atalay. Belki onun gibi olmak isteyen, heves edenler vardı. Ama Levent Atalay olmak zordu. Kışın karla kaplamış yaylalarda ömür sürmek, etrafına fedakarlık etmek, gönül adamı olmak, yazın hem köydeki işlere, kışın beline kadar karların içerisinde, evine, bağlı Fedakar eş olmak gerekir Levent Atalay olmak için. O Köy ağasigilin; Abdullah Paşanın torunu, Kadir Atalay' ın en küçük oğludur Levent Atalay. Bu dünyadan Rahmetli Ahmet Usta' nın kayınbiraderi, Atalayların köydeki kalesiydi Levent Atalay. Kadir ve Furkan Atalay ile Şeyma ve Zehra’nın babaları, Levent Atalay (54) 27 Ocak 2024 Cumartesi günü hayatını kaybetti. Geride kalan yakınlarını çok üzdü Levent Atalay. Seni Hayırla yaad edeceğiz ve hiç unutmayacağız güzel adam. 
Kültürel Haber - Yazı 2025.* amasyamedya@

BİZİM GELİN OCAK BAŞINDA

   Yazı bir başka, kışı bir başka bizim memleketin. kendisine göre ayrıcalıklıdır bizim oralar. Özellikle kış gelince kar yağar, insanlarımız evlerine doluşur. Evde boş durmazlar, yöremizin insanları. Kimi yün eğirir, kimi kazak örer, genç kızlar işleme ve oyaları çeyiz sandıklarına teker teker doldururlar. Zannedersin sergiler, sanat eseri müzesini andırır. 
   Tabi arada kendilerine zaman ayırırlar.  Erkeler bir araya gelir kışı ava giderler, bayanlarımız ise odun ateşinde bulgur kaynatır, yöresel tatları, çeşitli yiyeceklerle günün meselelerini konuşur, etraflarına pozitif enerji verirler. Kışın gara kablı bakır kazanda bulgur kaynatıp, adına hedik dediğini biliyormuydunuz? Kış eğlenceleri ve organize edilen dayanışma bizim insanımızın temel yapı taşlarından en önemlisidir.  Bu kültürü ve insanlığımızı yaşamak ve yaşamak belki çok eskilerde kaldı. Şimdi çıktı bir sosyal medya, yapay zeka, insanlar bir birinden uzaklaştı. Bırak birbirine yardımlaşmayı, onun can damarını nasıl keserim, cebindeki parayı nasıl kaparım, açık yanını nasıl bulurum diye fitne fesat tohumlarının kol gezdiği, ahiret hesabını düşünmeyip her şeyi bu dünyadan ibaret sanan  bir toplum olmayı nasıl başardık.      Biz yine de pozitif düşünüp olumsuzluk hamurunda yoğrulmayalım. Güzel dünyayı zehir edenleri ahirete ve  Allaha havale edelim. Bir alimin dediği gibi, zalimler için yaşasın cehennem diyelim.
Kültürel Haber - Yazı 2025 amasyamedya@
CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE, YÜREKLERDEKİ DERİN SEVDA İŞTE ARPADERESİ ARPADERESİ KÖYÜ- TAŞOVA- AMASYA

15 Şubat 2025 Cumartesi

NÜFUS KÜTÜĞÜNDEKİ TOPLAM NÜFUSUMUZ (Köy Köy)


    4 Ağustos 1944 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Erbaa ilçesinden ayrılarak Taşova adı altında kurulan ilçemiz 2597 km2 alanı kaplıyordu. O dönemde 71 olan köy sayımız 632e düştü. İlçemiz Yeşimenbükü adı altında bir köyken 60 hanede 350 nüfus yaşıyordu. 15 Haziran 1946 Pazartesi günkü kayıtlara göre 195 hanede 65 dükkan 3 lokanta 1 fırın 2 kahve 4 tütün deposuna sahipti. 452 seçmenin oy kullandığı ilçe merkezinde yaklaşık 1100 kişi yaşıyordu.
    2024 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre Taşova merkez 11 bin 173 genelde 30 bin 348 kişi yaşıyor.Yersel nüfus sayımına göre Taşova’nın kuruluşundan bu yana Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; Taşova Nüfus kütüğüne kayıtlı ölü ve halen yaşayan insanlarımızın sayıları kütükteki nüfuslar bölümünde yer almaktadır:

13 Şubat 2025 Perşembe

KIŞ GELDİ HÖLLÜK ZAMANI

     
   Kültürel Haber: Ahmet Şimşek
   Hep yazılara başlardık ya eskiden, eskiden diye söze başlardık. Bu yazımızda eskiden diye başladık. Bu kış günlerinde, soğuk havalarda sıcacık höllükleri sobada, ocaklıklarda teneke kapların üzerinde ısıtıp,  ablak yüzlü yüzü kırmızı yanaklı bebekleri , tahta beşiklere belerdik. Anaların o yumuşak, sesinde sakinleştirici ninnileriyle uyuyan çocuklar şimdi ne kadarda sağlıklı olurdu.
      Modern yaşamın fabrikasyon, kimyasal bezleri hayatımıza sokması ve şehirleşmeyle birlikte unutulan ve terkedilen bir bebek malzemesidir höllük. Şimdi çocukları toprağa bastırın, elektriklerini alsın, sağlıklı olsun, diye gayret gösteren ana babalar, büyükler, hiç düşünmüyorlar, hazır bez dedikleri içi pamuk dolu, naylonla kaplı, kolaylarına gelen bezleri çocuklarına kullanıyorlar. Bir süre sonra çocuk stresli oluyor, ağlıyor, susturamıyoruz, uyutamıyoruz diye yakınıyorlar. Çocukluğumuzda kardeşlerimizi höllükle büyüten analarımız, biz oğulları ve gelinlerinin kullandığı Amerikan bezi üçgen naylonla altını bezlemelerine çocukları bezleyen gelinlerine hiçte hoşnut olmayan gözlerle bakarlardı. Pudra dökerlerdi çocuğun altı pişmesin yara olmasın diye. Bizde şimdi kendi gelinlerimizin kullandığı hazır bez dedikleri içi pamuk dolu, çeşit çeşit markalarla, altının yara olmasına dayanamayan torunlarımızın sağlığını düşünür olduk. Hazır pamuklu yapıştırmalı bezler, pudra yerine çeşit çeşit kremler yerini aldı. Tabi hastalıklar ve çocukların huzursuzlukları da cabası. Olsun biz yazıyı uzatmadan höllüğümüze dönelim. Hala bu sağlıklı yöntemi kullananlar varmı dır? Araştırmalarımızda hala köylerde, yüksek kesim yerlerde bu sistemde çocuk büyüten, ana babalar var. Tabiki çocukların ebe ve dedelerinin evlatlarına sözünü dinletebildiği kadarıyla bu sağlıklı yöntem kullanılıyor. Yaylada yörük çadırlarında, Yöremizin yüksek köylerinde azda olsa bu yöntem gelenek ve göreneklerimiz yaşatılıyor.
   Sağlıklı gelecek nesiller ve kültürümüzün yaşatılması dileğiyle sevgiyle kalın, hoşça kalın.
Kültürel Haber - Yazı 2025 amasyamedya@