Bahar geldi mi, Köylüler havalar soğuk gitse tarlaya koşar, üşüse de işe güce koşar. Zaman sogan sarımsak dikme, sebze yerleri hazırlama zamanıdır. Bu koşturmaca arasında bir an durur, dere kenarlarındaki, yol kenarlarındaki otlar arasında açan mor menekşeleri görür ah çekerler.
Şimdi bir düşünün; Sarı çiğdemler, mor menekşeler, sevda denizinde yorulur mu? Onu bilmem ama, bizim oraların bir başkadır menekşeleri, çiğdemleri. Baharda şırıl şırıl akan derelerin seslerinin arasında çeşit çeşit bir lavanta kokusu gelir insanın burnuna.
Çiğdem bahçelerinde , mor menekşe yollarına sevdalı olurmuş sevda ateşinde yananlar. El ele koşarken, tepelerdeki sarı sarı açan sarı çiğdemlere arkadaş olurmuş sevdalılar. Baharın gelmesi çiğdemlerin sarı, sarı sevdalıların gönlüne dokunmasından belli olurmuş. Mor menekşeler sevdalı yüreklere su serpmesiyle, türkülere şiir olurmuş. Güle Bülbül aşık olurmuş, Menekşelere mor menevşem türküleri yakılırmış. Güneş cansız cansız yüzünü gösterse de, yalancı bahar gibi yalancı sevdalarda olurmuş bazen. Sevdalısının kıymetini bilmeyenin eline düşermiş al yazmalı güzeller. Elin oğlu, elin kızı kıymet bilmeyenlerin elinde dağa, taşa çalınırmış, yürek yaraları cızık cızık çizilir, ince ince sızlarmış.
Bizim Memleketimizde Çiçeklerinde dili varmış, sevda denizinde. Sevdalara düşüp te şiir yazmayan, türkü söylemeyen yoktur yayla yollarında sevdasını arayanalar varmış. Çiçekleri kuş seslerini kendilerine derman sanırmış yüreği yaralı olanlar. Böyledir bizim memleketin Sarı Çiğdemi, Mor menekşesi bir başka güzel insanın yüzüne. Seveni olmasa da, kıymet bileni olmasa da o çiçekler hep bir umutla açar, sevilmeyi bekler sarı çiğdemler.
05amasyam-05 Kültür, Haber, Mağazin 2023
***
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder