Akşemseddin babasının nasıl bir Hakk aşığı olduğunu şu şekilde anlatmaktadır: “ Biz oniki kardeş idik. Babam bir gün, hepimizi biraraya toplayarak yüzümüze uzun uzun bakıp hamdetti. Biz zandediyorduk ki, Cenab-ı Hakk’a bizleri kendisine ihsan ettiği için hamdetmektedir.
Lakin babamın dervişlerinden Nur-ül Hüda kendisine; "Ben senin neden hamdettiğini biliyorum", dedi. Babam "Neden?", diye sorunca "Şuna hamdediyorsun ki, Cenab-ı Hakk, sana on iki evlat verdiği halde hiçbirisinin muhabbeti, kalbini Cenab-ı Hakk'dan ayıramamıştır." cevabını vermişti.
Şeyh Hamza' nın kerametleri günümüzde de halkın muhayyilesinde oluşmaya devam etmektedir. O tıpkı diğer evliyalar gibi, her zaman savaşlarda askerimizin yanındadır. Kore Harbinde ve Kıbrıs Barış Harekatında da moral desteği olur. Amasya’da bir Ali Amca vardır ki, anlattıklarına inanmanız için sizi hiç zorlamaz. Gözlerini iri iri açarak; “Bak hoca”, der. İster inan, ister inanma. Kıbrıs Savaşı’ndan sonra buraya gelip bana Kurtboğan’ı sordular. Savaşta en iyilerdenmiş. Attığını vurur, hep en önde savaşırmış. Namazını da hiç kaçırmazmış. Barış olunca kendisiyle buluşmak isteyen arkadaşına, “Amasya’da kime sorsan beni bilir, sana yerimi gösterir. Ben Kurtboğan’ı arıyorum de yeter”, demiş. O da kalkıp savaştan sonra Amasya’ya gelmiş. Burayı tarif etmişler. Adam türbeye baktı,baktı,ağlaya ağlaya iki rekat namaz kılıp dualar okudu gitti. Üstelik ben bu mübareğin Kore savaşından sonra da ziyaretine gelen cephe arkadaşları olduğunu büyüklerimden dinlemiştim.” Diye ilave eder.
Bir tasavvuf klasiği olan Avârifü’l-maârif adlı eserin sahibi Şehâbeddin Sühreverdi’nin torunlarından Şeyh Hamza’nın silsilesinin Hz. Ebu Bekir (r.a)’e kadar dayandığı ileri sürülür. Onun Amasya’ya gelmiş olduğu 1397’lerde şehrin müftüsü Şücaeddin İlyas ile tanışmış olması kuvvetle muhtemeldir. 1402-1406 arasındaki yıllarda Şirvan’da bulunmuş olan Şücaeddin İlyas’ın dönüşüyle Amasya’ya Halveti tarikatını getirdiği görülecektir. Onun önce en yakın müridi sonra da ilk halifesi olan Şerafeddin Hamza’nın 1415’te vefat ettiği anlaşılıyor. Oğlu Akşemseddin’in bu sıralarda 25 yaşlarında Osmancık’ta bu gün kendi adıyla anılan kale altındaki medresede ders vermekte olduğu muhakkaktır.
Halk nezdinde Kurtboğan lakabıyla anılan şeyhin türbesi, Amasya Tarihi’nde Hızır Paşa Mahallesi anlatılırken, “Amasya’nın kuzey batısındaki Ok Meydanı üstünde, önceden Komninus Sarayı, sonradan ise Kavak demekle meşhur ve yüksek bir yerde bulunmaktadır” diye anlatılan bölgeye pek de uzak değildir. Bu gün İstasyon Mahallesinde, İstasyon Parkı'nın köşesinde yer alan mescidin ortasında bulunur. Bununla birlikte, Amasra’nın Ulus ilçesinin Kalecik köyünde, inşa tarihi bilinmemekle beraber, evliyadan Şimşirli Baba tarafından bir gecede yapıldığı rivayet edilen caminin yanında Şimşirli Baba ile Akşemseddin'in babası Hamza Efendi'nin mezarlarının bulunduğu da kabul edilir.
05amasyam-05 Kültür, Haber, Mağazin 2022
CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE, YÜREKLERDEKİ DERİN SEVDA İŞTE ARPADERESİ ARPADERESİ KÖYÜ- TAŞOVA- AMASYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder