İnsanların birlikte yaşaması istenmemesine rağmen mecbur olduğumuz bir durum değil aksine temel bir ihtiyacımızdır. Yüce Mevlâmızı yakın hissetmeye O’nun bizden hoşnut olmasına ihtiyaç duyduğumuz gibi insanlarla da yakın olmaya sevmeye sevilmeye birlikte gülüp hoş vakit geçirmeye ihtiyaç duyarız. Yaratılışımız budur.
Mevlâmız fıtratımıza en uygun hayatı yaşayabilmemiz için de diniyle bunu nasıl gerçekleştireceğimizi bildirmiştir. En yakınımızdaki insanlardan başlayıp bütün insanları hayatımızın bir parçası yapmış hayat alanımıza sorumluluk alanımıza dahil etmiştir.
Şüphesiz kimseye gücünün yetmeyeceği bir sorumluluk da yüklenmemiştir. Fakat insanlarla ilgili olmak onları gözetmek zor değildir. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya akrabaya yetimlere yakın komşuya uzak komşuya yakın arkadaşa yolcuya elleriniz altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.” (Nisa 36) buyurulmaktadır.
Burada sözkonusu olan yapmacık insanlara gösteriş olsun diye alakadar görünme değildir. Dinin aklın fikrin gereği olarak insanlarla kurulması gereken doğru irtibattır. Aslında kendimiz için iyi bir hayat düşünüyorsak kendimize bir iyilik yapmak istiyorsak insanlarla geçimimize dikkat ederiz. Ahiretteki karşılığı bir yana iyi geçimli olmak insanlara sevgiyle saygıyla yaklaşmak ilgilenmek nihayetinde bu dünyada da kişinin kendisine iyilik olarak döner.
Çevrenizdeki insanlar mutlu insanlar olurlarsa bu size de yansıyacaktır. Komşunuza bahçesine çiçekler ekmesi için yardımcı olursanız sizin payınıza da güzel koku düşecektir. O bahçenin tarumar olmasını pis sular altında kalmasını istersek nasibimize nasıl bir koku düşebilir? Güzel olan her davranışın sonucu da güzeldir. Kötülük ise yalnızca kötülüğün beslenip büyümesine ve nihayetinde yapana dönmesine yol açar.
Müslüman olarak iyi olmaktan başka yollar bize kapalı. İyi olamıyorsak bir yerde bir sorun var demektir. Giderilmesi gerekir. Bir insanın hele ki müslüman bir insanın kinle nefretle kıskançlıkla kabalıkla ve nezaketsizlikle hareket etmesi düşünülemez. Fahr-i Kâinat s.a.v. Efendimiz bizzat güzel ahlâkı kemale erdirmek için gelmiştir. Onun ümmeti edepsiz adapsız olamaz bencillikle hareket edemez.
Yüce Kitabımız’da ve Efendimiz s.a.v.’in mübarek hadislerinde ısrarla vurgulanan “Kardeş olun.” emrinin üzerinde durup düşünmek gerekir. Ana-babamız bir olmayan insanlarla çok farklı kültürde sosyal katmanlarda dilde huyda mizaçta farklı insanlarla kardeş olmamız istenmektedir. Bu öyle bir emir ki ancak bu emir gerçekleştirildiği oranda dünyada işler düzelir. Huyumuz suyumuz bir olmasa da aklımız zekâmız bir olmasa da zengin de olsak fakir de güzel de olsak çirkin de ne olursak olalım ne olurlarsa olsunlar bu emre kayıtsız kalmak dünya için büyük kayıplara yol açar. Müslüman toplumların hali göz önündedir.
Çevrenizdeki insanlar mutlu insanlar olurlarsa bu size de yansıyacaktır. Komşunuza bahçesine çiçekler ekmesi için yardımcı olursanız sizin payınıza da güzel koku düşecektir. O bahçenin tarumar olmasını pis sular altında kalmasını istersek nasibimize nasıl bir koku düşebilir? Güzel olan her davranışın sonucu da güzeldir. Kötülük ise yalnızca kötülüğün beslenip büyümesine ve nihayetinde yapana dönmesine yol açar.
Müslüman olarak iyi olmaktan başka yollar bize kapalı. İyi olamıyorsak bir yerde bir sorun var demektir. Giderilmesi gerekir. Bir insanın hele ki müslüman bir insanın kinle nefretle kıskançlıkla kabalıkla ve nezaketsizlikle hareket etmesi düşünülemez. Fahr-i Kâinat s.a.v. Efendimiz bizzat güzel ahlâkı kemale erdirmek için gelmiştir. Onun ümmeti edepsiz adapsız olamaz bencillikle hareket edemez.
Yüce Kitabımız’da ve Efendimiz s.a.v.’in mübarek hadislerinde ısrarla vurgulanan “Kardeş olun.” emrinin üzerinde durup düşünmek gerekir. Ana-babamız bir olmayan insanlarla çok farklı kültürde sosyal katmanlarda dilde huyda mizaçta farklı insanlarla kardeş olmamız istenmektedir. Bu öyle bir emir ki ancak bu emir gerçekleştirildiği oranda dünyada işler düzelir. Huyumuz suyumuz bir olmasa da aklımız zekâmız bir olmasa da zengin de olsak fakir de güzel de olsak çirkin de ne olursak olalım ne olurlarsa olsunlar bu emre kayıtsız kalmak dünya için büyük kayıplara yol açar. Müslüman toplumların hali göz önündedir.
CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE, YÜREKLERDEKİ DERİN SEVDA İŞTE ARPADERESİ
ARPADERESİ KÖYÜ- TAŞOVA- AMASYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder